18.09.2011

Bir kaç arkadaşımla beraber daha önce hiç gitmediğimiz bir yere gidiyoruz, ulaşmak istediğimiz bir yer var. büyük bir nehir engel çıkıyor bize, aşıyoruz gidiyoruz, dünya desen değil, uzay desen de değil muhteşem görsellikte ama bütün dünyayı arkamıza baktığımızda görebildiğimiz bir yer, 5 kişi falanız, kendimizin fotoğrafını çekiyoruz, arka fonumuz dünya. Sonra kendi yaşantımıza döndüğümüzde herkes mutsuz ve bıkkın, bizde çocuk sevinci var, sevincimizi zor saklıyoruz. Bir abimiz sizde bi haller var naptınız? diyor. Israr etmesi üzerine gittiğimiz yeri anlatıp fotoğrafımızı gösteriyoruz. E ne var bu fotoğrafta? diyor. Bizim aklımız çıkıyor nasıl normal karşılar diye, sonra bana fotoğrafı gösterip görmüyor musun deniz kenarında durmuşunuz arkanızda uzun kayalıklar var sadece görmüyor musun bunu?! diyor, başta inkar ediyorum çok sonradan fotoğrafı dediği şekilde görmeye başlıyorum, ve anlıyorum ki, biz o kadar "üzgün" müşüz ki, böyle bir toplu halüsinasyon görmüşüz, kafamızda kurmuşuz tamamen, gittiğimiz basitçe bir yermiş.

rüya içinde bi de utanmadan halüsinasyon gördüğüme inanamıyorum.

1.09.2011

"bugün bayram erken kalkın çocuklar"

     Hatırladığım hatırlamadığım tam 44 bayramı geçirmiş oldum bunla birlikte, biz bayramdan bayrama büyür değişirken, bayramlar da kendi içinde haliyle değişti.Evreler ise şu şekilde gelişti: Hatırlamadığım bayramlar, nabıyoz? nereye gidiyoz? biz niye gidiyoz? diye kafa yormaya başladığım bayramlar, "ben gelmicem yhaa, bana ne yhaa, siz gidin bononö çok sıkılıyom ben yhaa" bayramları (evet ergenlikten söz ediyorum), bu evreden yumuşak bir geçiş yapan diğer bir evre: kabullenme ve gerekeni yerine getirme bilinci bayramları, hemen sonrası: sosyolojik ve dini açıdan inceleyebilip sonucun çok olumlu olduğuna kanaat getirebildiğim fakat yine de yapı gereği kalabalığı sevmediğim için olumsuzluk barındıran bayramlar, ve son olarak olması gerektiği bilinciyle, getirdiği güzelliklerin bilinciyle, zevk de alarak geçirdiğim bayramlar... Büyümek zor zanaat azizim..
     Bu bayram da ne kadar öncesinde bir gözümde büyüdüyse de, çok hareketli, çok tatlı, büyümüş sayılmanın nadir hissedilen sevinci ile geçti. Allah hepimizi sağlıkla sıhhatle nice bayramlara kavuşturur dilerim ki. 1. günü nonstop ziyaret (ki barış manço'nun "bugün bayram erken kalkın çocuklar" dizesini en ciddiye alan aile biz olmalıyız), 2. günü de nonstop misafir ağırlamak ile geçti fakat arkadaş o ne ağırlama..Genelde biz gezerdik hepsini şimdi hepsi bize geldi, onun da şaşkınlığı vardır üstümüzde illaki..Neyse, annem de hani pek kimse bize gelmiyor,kalıyor sonra diye eve bir tatlı yaptı, bir de benim acaip sevdiğim baklava yufkasıyla yaptığı böyle çıtır çıtır olan peynirli bir börek var onu da hazırlayıp dolaba koydu, olur ha misafir gelir belki diye. İlk günü ben diğerleriyle beraber pişirip anneanneme götürecek zannettim, baktım yok ortalıkta işte annem eve yedek kalsın falan dedi, eyvallah dedim.Ondan önceki gün de zaten ilk hazırlıyorken o an pişirecek sanmıştım o zaman da bir heves yapmıştım,yani bildiğiniz şu güne gelene kadar 3 günlük hevesim kursağımda duruyordu : bayramın 2. günü;  misafirler akın akın.Bir kafile oturuyor kalkıyor anında başka kafile geliyor. İlk kafileye annem pişirdi bir orta boy tepsi, herkes böyle çok sevdi yiyor, tarifler uçuşuyor havada falan, tahminime göre hayli hayli artacaktı o tepsi ama bi daha isteyenleri gördükçe o inancımı yitirdim ve son böreği de annem mutluluk içinde çok da sevdiğim de bir amcama verdi. O an benim mod şuna döndü:


"bi gün bende yiycem" derken kalktılar ve hemen peşisıra başka bir büyük grup geldi. Meğer bi tepsi daha varmış iyi mi, annem onları da pişirdi servis ediyoruz falan böyle biten çay kolluyorum diğeri de bitirecek gibiyse bekliyorum ki iki kere gel git olmasın diye, ince hesaplar ama önemli ayrıntılar bunlar dikkatinizi çekerim. Bi de bazıları lafa dalıyor da son yudumu almıyor kırk saat ya en çok ona gıcığım eheh. Neyse, bi ara gittim mutfağa baktım 2 tane kalmış orda yumuldum homur homur yedim onları. O ezik durumda yakalanmamak için deli hızlı yedim bi de böyle, hayır bi de akşam oldu seri bi şekilde gidip geldikleri için biz de oturup atıştıramadık acıktım da yani. Neyse öyle yedim bi güzel yakalanmadan gittim içeri fakir ama gururlu bir şekilde çay servisine devam ettim. Ben erdim muradıma siz çıkın kerevetine'lik bir olaydı velhasıl-ı kelam.
   Ve böylelikle bir Ramazan bayramının daha sonuna geldik.. Sağlıcakla kalın.