27.06.2009

bir zamanlar bölüm-3


dehşet çocuk sena nın yaşadığı ve yaşattıklarına devam ediyorum, ki okuyan her normal okuyucu gibi yukardan aşağı okuyacağı için bu giriş saçma olabilir, blog da son yazdıklarım başta gözüküyor ve bunu tersine çeviremedim, çevirenler söylesin bi zahmet (: neyse.. yaş 5 , zaten çocuğun 3-4-5 yaşı olaylı geçer genelde, ne şuuru yerindedir ne konuşması akıcı ve düzgündür, bebeklerden özgür ilkokullulardan daha çok gözetim altındadır, millete maskara olmaktan başka bi işi olmaz pek hobileri çizgifilm izlemek dondurma yemek fln bildiğiniz üzere.. geçiyorum olaya: annemin vaziyet diş iltihaplanmış almış başını gözüne kadar gitmiş , şiş gitmiş yani :) gözü kapanmış iyice, diş doktoru ameliyat tarihini vermiş yakın bir zamana, o tarafına yatamıyor dokunamıyor falan.. o günlerden bir gün, ben bahçede oynarken bir merve vardı, kara merve derdik çünkü esmerdi aslında 'en büyük çünkü' aynı apartmanda üst katlarda bir tane daha merve olmasıydı ve bunun da sarışın olmasıydı, kara merve -sarı merve olayı neyse, ben bu kızı pek sevmezdim zaten benden 3-4 yaş büyük idi. nası olmuşsa artık kara merve bana tokat atmış oyun esnasında, ben de küçükken bana atılan tokadı böyle hakaret gibi algılardım, zaten öyle bi anlamı da var ama hani çocuğun ne gururu olacak fln demeyin baya sinirlenirdim, ben bu kıza dalmışım tekme tokat tırnak atmışım fln, komşular bağırtıyı duyup beni zor ayırmışlar kara merve den anneme yaka paça götürmüşler. ben biraz durulunca şöyle bir duruma gelmişiz: annem yemeği karıştırıyor, ben onun boyuyla aynı hizaya gelmek için bir sandalyenin üstüne çıkmış annemin 'ama kızım niye öyle yaptın ayıp değil mi' diye sorgularıyla boğuşmaktayım. ben öyle bi ana gelmişim ki 'ama..' demişim 'ama sen bana nası vurduğunu biliyor musun??' diyerekten küçük çocuğun masum kendini kanıtlama hırsıyla annemin iltihaplı dişinin olduğu yanağa tüm gücünle geçir. anne bayıl. neyseki halam varmış o gelmiş falan filan, annemin dişinden oluk oluk iltihap aktığını halamın şahitliğiyle öğrendim. annem doktora gittiğinde ise doktor 'kızın ameliatını yapmış geçmiş olsun' der ve gönderir.. olay budur .

7göller







7 göller.. böyle bir yer yok (bildiğim kadarıyla (: ) ne zaman konusu geçerse insanlara en azından ölmeden önce bir kere görmelerini şiddetle tavsiye edeceğim bir yer, başka bir alem.. burası dünyadaysa cennet nerde diye düşündüren güzel mekan...

nasıl organizeyşın

şu nasıl geçtiğini anlayamamamdan daha doğal birşeyin olmadığı hazırlık okuduğum senemde, basic dersinde uyanık olduğum bir an derse katılma gafletinde bulunduydum. hoca anlattıkça anlatıyor ingilizce tabi, bi ara hızlı hızlı konuştu , şimdi ne 'ne dediğini' ne de o dediklerinden ne kadarını anladığımı hatırlamıyorum. ama böyle bi 'organization' diyip durmuş idi hoca, ben de en arka en köşe en cam kenarı en güzel sıramdan şöyle ani bi çıkış yaptıydım: for example nasıl organization?? şebek bi tiplemeye dönüşülüvermiştim o an..

Bir zamanlar..bölüm-2

3 yaşında..babamla sahili turlamış dönüyorken sahilin biraz ilerisinde zıpçıktı bir genç grubu içip eğleniyormuş, ben babamın paçasını tuttuğum gibi diğer yolu göstererek 'ordan gidelim'i ifade etmişim kendimce.. babam niye diye sorunca parmağımla o gurubu göstermişim, babam da hani ben yanındayım bir şey yapamazlar falan deyince benim söz şu olmuş: onlar seni de hapar beni de hapar. babam mavi ekran :)

Bir zamanlar..


2-3 yaşlarındayken, her zamanki ağlama krizlerinden birini geçirdiğim bir zaman (ki bu krizler 3-4 saati bulurmuş) yılda bir kaç kez türkiyeye dönen 'alamancı' üst komşularımız kapımızı çalmış. Annem kapıyı açtığında adamı elinde o zamanlar türkiyede bulunmayan bildiğimiz süte karıştırılan nesquikle bulmuş. 'bunu içerse susar ' demiş adamcağız, artık ne cinnet geçirdilerse yukarda herhalde bir çocuk ancak açlıktan bu kadar uzun süre aralıksız ağlayabilir diye düşündüler. Şaka maka ailemizin nesquik ile tanışması bu sayede gerçekleşmiş, babamın biraz ağlayayım da o 'kahve' den getirsinler e varan espirileri süregelmiş..

24.06.2009

¸.·´¯`·.¸><((((º> tatil

ne yaptığın çok önemli değil, bir yere gittiğinde ve adını 'Tatil' koyduğunda iyi geliyor insana orası..

21.06.2009

özledim seni..

argo


argo konuşmak bazen insana değişik bir tatmin duygusu veriyor olsa da, çoğu zaman başa bela oluyor. örneğin geçen annemle otobüs yolculuğunda fena yamuldum. muavinin en öndeki bizi atlayarak diğerlerine su dağıtmaya başlaması üzerine ' lan bize su vermeden geçti lan' deyivermişim.. bir kulakta da kulaklık annem bişeyler mırıldandı haliyle duyamadım, ' lan lı konuşmaya alışma' demiş.. lan mı dedim ben şimdi dedim, evet cümlenin başında ve sonunda olmak üzere 2 kere dedi , anneme hak vererek ve gülerek geçtim. akabinde annemin tepedeki ışığı kapatmamı istemesi üzerine ışık düğmesini ararken 'ne bu lan' diye bir tepki verince duman olduk.. alışkanlık fena kardeşler ablalar abiler , yapmayın..
'Hayat, yanlışların ve doğruların insanları oyaladığı şaşırtmacalarla dolu bir test.. Veya tek yanlışın bütün doğruları götürdüğü bunun yanında ömür boyunca yaşanmış doğruların tek bir yanlışı silemediği bir imtihan'

Biletçi


hatırlamayan yoktur, önceleri trenlerde biletçiler biletlere bakardı, böyle yırtıp verirdi geri. Çocukluğumda baya bi önemliydi bu olay benim için nedense.. O biletçiye bileti uzatıp biletçinin yırtmasını izlemek ve yırtık bileti geri alıp adamın nası yırttığını incelemek. Annem anlattı geçen, bir keresinde annemin elindeymiş bilet biletçi almış, bense ben verecektim diye feci kızmışım surat yapmışım, net hatırlamamakla beraber sanırım o bileti gidip tekrar vermiştin yırtsın diye diyor annem.. Bilet sistemi geri dönsün ...