4.08.2012

kafamın içindeki

"Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun? Bütün hayatımca bu cam kırıklarını beyin zarımın üzerinde taşımak ve onları oynatmadan son derece hesaplı düşünmek zorundayım. Bir filmde görmüştüm doktor: senin gibi gene bir doktor olan ve sözüm meclisten dışarı, delice planlar kuran frankeştayn adlı biri, büyük bir bilimadamını öldürerek, beynini çalıyordu. ona karşı koymak istiyen iyi niyetli bir genç adam da frankeştayn'la mücadele ederken, içinde beynin bulunduğu kavanoz kırılıyor ve cam kırıkları bu üstün beyne batıyordu. Biliyorsun filmlerde böyle iyi niyetli genç adamlar olmasa her şeyin sonu çok kötü biter; üstelik bu işin sonu, iyi niyetli adam rağmen çok kötü bitti: cam kırıkları hiçbir zaman beynin üzerinden tam manasıyla temizlenemedi; çünkü beynin zarını zedelemesinden korkuldu. Bence bu tehlike göze alınmalıydı; fakat o zaman bu, başka bir hikaye olurdu ve biliyorsun ki doktor, ben bütün hikayelerin başka türlü olmasını isterdim aslında. İşte doktor, yukarda sözü geçen beyindir kafamın içindeki. "
                                                                                        tehlikeli oyunlar-oğuz atay

1.08.2012


Çocukluğumda çizdiğim resimlerin tamamına yakını çizilebilecek kadar uçsuz bucaksız ovalardan oluşurmuş, sonunu göremeyeceğim kadar geniş alanlar tarif edermişim koşmak için, sınırlı mekanlarda hızımı alamayıp sınır olan şeye kafa göz daldığım sıkça vuku bulurmuş.

 Çaykara'da çekilmiş bu resimde hayalini gerçekleştiriyor olmanın müthiş mutluluğunu yaşayan küçük bir Sena var...